17 Mayıs 2012 Perşembe

NEMRUT DAĞI

NEMRUT DAĞI

Doğu-Batı Medeniyetinin
2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası dünyanın sekizinci harikası Nemrut. Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleriyle metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle Unesco Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m. yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için Kommagene Uygarlığı‘ nın keşfine gitmek gerekir.

Osmanlı İmparatorluğu’ nda askeri danışman olarak görev yapan ve tarihi eserlere ilgi duyan Alman subay Helmut Von Moltke
1838′ de bölgedeki araştırmaları sırasında bölgedeki tarihi kalıntılar hakkında bilgi verdiği “Türkiye’ deki Durum ve Olaylar Hakkında Mektuplar” adlı kitabında nedense Nemrut Dağı‘ ndaki heykellerden söz etmemiştir. Nemrut Dağı‘ nın zirvesindeki eserlerden ilk söz eden ve bunların Asurlular‘ dan kalma olduğunu tahmin eden 1881′ de Diyarbakır’ da yol yapım işlerinde görevli Alman Mühendis Karl Sester‘ dir. Sester‘ in verdiği bilgiler doğrultusunda Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip Nemrut Dağı‘ nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır.

Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein
bu eserlerin Kommagene Uygarlığı‘ na ait olduğunu ve Kommagene Kralı 1. Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder. Antiochos‘ un ağzından yazılan kitabe Nemrud Dağı‘ nın sırrını ve Antiochos‘ un yasalarını içermektedir.

Daha sonra Alman Mühendis Karl Humann ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ nin kurucusu Osman Hamdi Bey‘ in de katıldığı Nemrut Dağı çalışmaları 1953′ ten 80′ li yıllara kadar Amerika’ lı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Dörner ve 1986 yılından itibaren
Dörner‘ in öğrencisi Sencer Şahin tarafından sürdürülmüştür.

Kommagene Uygarlığı‘ nın ortaya çıkmasını sağlayan kazılar
Nemrut Dağı‘ ndan başka Arsameia Samsat ve Fırat Havzası’ nda gerçekleştirilmiştir. Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır.

Kommagene Krallığı

Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene
ismiyle bağdaşırcasına Grek ve Pers Uygarlıkları’ nın inanç kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır. Toros Dağları’ ndaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı Suriye’ in Kuzeyi Hatay Pınarbaşı Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’ nin çevrelediği verimli topraklarda yer almıştır. Tarıma ve hayvancılığa elverişli







ve ekonomik önemi yüksek sedir ağacı ormanlarını barındıran Kommagene topraklarının ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanıldığı civardaki mağara ve arkeolojik buluntulardan anlaşılmaktadır.

İ.Ö. 2000 yılının ortalarında Hitit İmparatorluğu’ nun egemenliği altına girdiği tahmin edilen Kommagene yöresi’nde Kommagene Krallığı‘ nın öncesi kabul edilen Kummuh Krallığı‘ nın olduğu ve Kummuh‘ un İ.Ö. 711′ lerde Asurlular
İ.Ö. 605 ‘te de Babilliler tarafından fethedildiği anlaşılmaktadır. İ.Ö. 6. Yüzyılın sonlarına doğru Kommagene toprakları Pers İmparatorluğu’ nun eline geçmiştir. İ.Ö. 323′ te Kommagene Bölgesinin idaresi Grek-Makedon yöneticilerin eline geçmiştir.

Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene
baba tarafı Pers Kralları’ ndan “Krallar Kralı olarak anılan Darius‘ a ile anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithridates Kallinikos tarafından İ.Ö. 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur.

Farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommagene‘ liler arasındaki birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlayan Mithridates Kallinikos
tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmıştır.

Nemrut Dağı ve iki Arsameia şehrindeki kült yapılarıyla Kommagene Kralları‘ nın en ünlüsü olan 1. Antiochos devri (İ.Ö. 69-38) krallığın en müreffeh dönemdir. Kendi mezarını Nemrut Dağı‘ nın zirvesine
babası Mithridates 1. Kallinikos‘ un mezarını ise Arsameia‘ da Eski Kahta Çayının kenarına yaptıran 1. Antiochos krallığını ekonomik ve kültürel yönden en üst seviyeye çıkartmıştır. 1. Antiochos‘ tan sonra Kommagene Krallığı‘ nın parlak dönemleri halefleri tarafından devam ettirilemez ve İ.S. 29 yılından itibaren Kommagene Kralları Roma tarafından atanır. İ.S. 72′ de Romalılar’ ın Kommagene‘ yi istila etmesiyle 200 yıllık krallığın bağımsızlığı tamamen sona erer ve bu tarihten sonra Kommagene toprakları Suriye’ nin parçası olarak tarihteki yerini alır.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder